Bir taraftan ağrının şiddetinden inleyen yaralının bacağını örten sargının arasından kan sızarken, diğer taraftan doktorlar, hastanenin başka bir köşesinde İsrail askerlerinin açtığı ateşte göğsünden yaralanmış 4 yaşındaki çocuğa doğru hızla koşuyorlar.
Bu yaralı, geçtiğimiz Pazartesi günü İsrail'in deniz komando birlikleriyle Deyru'l Belah kıyılarında girdiği çatışmada yaralanan bir direnişçiydi. Yaralıların tamamı el-Aksa Şehitleri Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Hastabakıcılardan biri, gazeteye yaptığı açıklamada, direnişçinin yarasından kanlar akmaya devam etmesinin, 250 bin kişiye hizmet veren küçük hastanede kanın pıhtılaşmasını sağlayan ilaçların bulunmamasından kaynaklandığını söyledi.
Yaralıların çok, imkanların ise neredeyse tükenmiş olması nedeniyle, hastanedeki sağlık ekibini sadece iyileşme umudu olan hastalar üzerinde yoğunlaşabiliyor.
Hastanenin 50 m2'yi aşmayan karşılama salonu, basit ameliyatların yapıldığı bir odaya dönüştürülürken başka bölümlerdeki odalar ise ameliyatların yapıldığı birimler haline getirilmiş. Bütün bölümlerdeki tıbbi ekiplerin tek işi, hastaneye ulaştırılan yaralıların hayatlarını kurtarmak..
Doktorlardan biri, normal zamanlarda ameliyatların, imkanları daha fazla olması ve daha uzman kadroya sahip olması nedeniyle sadece Şifa Hastanesinde yapıldığını, ancak oradaki hasta sayının haddinden fazla olması hasebiyle ameliyatların burada da yapılmaya başlandığını söyledi.
Diğer bir neden ise Şifa hastanesine giden yolların İsrail tankları ve birlikleri tarafından kesilmiş olması. Tıbbi ekip, bu yüzden bombardımanda yaralanan askerlere cerrahi müdahalede bulunmak zorunda kalmış.
Bir başka hastabakıcı ise hastaneye gelen yaralılara gerektiği gibi bakabilmesinin önündeki en büyük bir başka engelin ilaç ve tıbbi malzeme yetersizliği olduğunu ifade etti.
Özellikle suni teneffüs verilmesini sağlayan araçlarla hastanın canlılık belirtilerini tespit eden makine şu an için hastanede bulunmuyor. Eksiklik sadece bir alanla sınırlı değil. Hastane müdürü İbrahim el-Hevar, narkozdan sargı bezine, iyottan cerrahi müdahalelerde kullanılan iplere kadar her şey eksik olduğunu söylüyor. Müthiş yoğunluğu nedeniyle sorularımıza cevap bile veremiyor Dr. El-Hevar.
Üçüncü hastabakıcı ise hastanenin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden birinin elektrikli aletlerin çalışmasını sağlayan akaryakıt kıtlığı olduğunu belirtirken hastanenin şu an deposunda bulunan yakıtlarını kullandığını, bunun tamamen tükenmesi halinde ise büyük bir felaketin meydana gelebileceğini söyledi.
Hastabakıcının ifadesine göre en büyük sorun, Gazze'nin İsrail askeri birlikleri tarafından tam ortasında ikiye bölünmesi. Hastane büyük ölçüde Sağlık Bakanlığının Gazze'nin merkezindeki Sağlık Bakanlığının deposunda bulunan malzemelere dayanıyor. Hastabakıcı, ellerindeki malzemelerin şu an tükenmek üzere olduğunu kaydetti.
Hastane kadrosu günde 24 saat çalışmak zorunda kalmaları nedeniyle tükenmek üzereler ve oldukça bitkinler. Hastane yetkilileri ayrıca meydana gelen ölümlerin çokluğu nedeniyle hastanenin ölüleri saklamak için yeni bir soğutucuya gerek duyduğunu kaydetti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...